29.5.13

kardeşim yeşim'e

Woo sışupx; bu yazıyı sana 29 Ocakta gece 1-3 nöbetimde üstü alüminyum saçla kapalı hedef-koordinat belirleme masasının üstünde yazıyorum. Biraz illegal yollardan kendime bir sandalye de buldum. Tüfeğimi bir kenara çattım. Hava düne göre birkaç derece daha soğuk, sepkenli bir kar yağışı var.

Woo sışupx; bu senede doğum gününde yanında olamıyorum. Epeydir beraber kutlayamıyoruz. Çanakkale,Ankara derken bu sene biraz daha uzaktayım… Uzaklık fiziki terimle rölativistik, göreceli bir kavram. Bir de uzaklığın mecazi anlamları vardır edebiyatta… Şuan sizlere 1700 km uzaklıkta fakat gözlerimi kapattığımda saniyelik zaman diliminde yüzleriniz yanımda, zihnimde beliriyor. Ve kardeş olmanın yakınlığındayız seninle, bunu ne fizik ne de edebiyat, sözlü anlatım pek tarif edemez heralde.


Woo sışupx; ben –cım’lı –cim’li ekleri pek kullanamıyorum. “annecim, babacım, bitanecik canım kardeşim” demeyi pek beceremiyorum. Yazmak biraz daha kolay ama söylemesi zor geliyor bana. Bazı şeyleri hislerimle ne kadar belli edebiliyorum; çatık kaşlarımdan, huysuz bakışlarımdan ne kadar anlaşılıyor onu da bilmiyorum. Ama bazı şeyler var ki onların gizemini, sihrini çöz. Mesela yemekten sonra annemin kaynattığı ıhlamuru onlarla birlikte iç. Odanda tek başına değil. Orada bizi ısıtan ıhlamur değil birbirimize olan sevgimiz, ve o güzel koku sadece ıhlamurdan gelmiyor…


Woo sışupx umut et. Benim burada günlerim beklediğimden hızlı geçiyor. Kendime askerlik bittiğinde yapılacaklar listesi hazırlıyorum: dinlenecek müziklerin listesini; Erkan Oğur’u, Ezginin Günlüğü’nü, Mohsen Namjoo’yu ve yenilecek yemekleri… Hayatımda yediğim en güzel kebabı burada yedim ama sadece sıcak su, tuz, mısır unu karışımı olan mamursanın yerini tutmuyor. İsli Çerkes peynirinin yanında Van’ın otlu peynirinin esamesi bile okunamaz. Bir de insanın ruhunu doyuracak şeyler var… Senle beraber hiç sinemaya gitmedik mesela, sinemaya gideceğiz. Ben araba pazarında gezmeyi sevmesem de babamla araba pazarına gideceğim ve gezeceğiz. Annem bana sokak ortasında sarılıp öpmeye çalıştığında kızmayacağım. (bundan pek emin değilim ama en azından bir kere kızmayacağım.)


Woo sışupx; kendine ve hayatına değer ver. Güzel bir kültürden geldiğin için değer ver. Mutlu bir ailen olduğu için değer ver. Ben burada çoğu senin yaşıtın kişilerle askerlik yapıyorum. Senin imkanların neredeyse hepsinden iyi bunun için değer ver. Ulaştıkların ve isteyipte ulaşamadıkların için bile kendine değer ver.


Woo sışupx: ben gelene kadar rahatına bak ama tembelliğe de çok alışma. Geldiğimde emir komuta bende olacak ona göre… Yazımın sonunu öpüyorum, kucaklıyorum diye bitirmek pek gerçekçi olmayacak o yüzden sizleri seven, özleyen Topçu Çvş. Ketse Yasin Durmaz diyerek sonlandırıyorum.


İyiki varsın, iyiki doğdun kardeşim…

Kardeşim’den

Evet her doğum günümde o bahsettiğin kilometreler nedeniyle “fiziksel” olarak bir arada olamadık belki.. belki de kocaman sarılamadık birbirimize “iyi ki doğdun” derken ya da pastadan aldığımız o küçük lokmalarda birlikte tatlanmadı ağzımız ..ama bunlar senin de söylediğin gibi fiziksel şeyler işte abicim..
Ama bütün bunları bir kenara bırakıp sadece bir kız düşün .. her doğum gününde uzakta da olsa ilk önce abisinden, kardeşinden aldığı o eşsiz mesajlarla yeni yaşına giren ..belki de hiç duymadığı şeylerin yazılı olduğu o birkaç satırlık mesajlar..kardeşliğin ne olduğunu uzaklığın buna kesinlikle ama kesinlikle engel olamadığını bütün varlığıyla hissettiren o sıcacık mesajlar..şimdide o mesajlardan birinin sadece bir doğum gününde tam zamanında gelemediğini dakikalar geçse de o kıza ulaşamadığını bir düşün ..kız işte tam da o anda anlıyor o kilometrelerin farklı bir anlam kazandığını o kilometrelere “askerlik” dendiğini tam da o zaman fark ediyor..halbuki her gece” bugün konuştuğumda sesi iyi değildi” diye başlayan dualarında hiç unutmuyordu o farkı ama asıl şimdi vücut buluyordu uzaklık belki de .. sonra yine mesajına kavuşuyor kız..her şey farklı oldu ya bu doğum gününde mesajı da bambaşka geldi geçte olsa ..gözyaşıyla harmanlayarak defalarca okudu ..yetmedi bir kez daha okudu ne yazarsa yazsın o yazı kadar güzel olmayacağını bildiği halde kız da yazmaya başladı bir şeyler ..hiçbir kelime hiçbir satır onun o mesajı okurkenki duygularını tarif edemese de satırlarına son verirken çatık kaşlı abisini çok ama çook sevdiğini ,o Van da kar kürerken kardeşinin de onunla birlikte üşüdüğünü ve hayata dair güzel ne varsa “annemizin ıhlamuru gibi” abisinden öğrendiğini ve öğrenmeye devam edeceğini söylemek istedi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder