8.9.20

Karar

Bu yazı, KAFFED ve DÇB hakkında yazılmış olup; yazı içerisinde dört kelime sonra kullacağım KAFFED ve DÇB ile birlikte, toplamda 3 kez “KAFFED ve DÇB” denilecektir. 

İlk iki sayıda olduğu gibi fizik yasa ve kuramlarından, felsefe paradokslarından, aklımın erdiğince, dilimin döndüğünce bahsedip, yazının yazım amacıyla bu paradoks ve kuramları ilişkilendirmeyi siz değerli okurlara bırakacağım.

Orta çağın tanınmış filozoflarından Jean Buridan’ı, dönemin diğer filozoflarından farklı kılan, felsefe ve teolojinin yanı sıra fizik bilimine de ilgi duyup, bu alanda önemli düşünsel çalışmalar ortaya koymuş olmasıdır. 

Öyle ki, sadece 16. Yüzyılın değil, insanlık tarihinin en büyük devrimlerinden biri olan; gökbilim ve evrenbilim düşüncelerini  kökten değiştiren Kopernik Devrimi’nin öncülerindendir.

Newton’un hareket yasalarının ilki olan eylemsizliğin temelleri O’nun “impetus”una  yani içsel hareket ettiricisine dayanır.

İmpetus, içsel hareket ve eylemsizlik kelimelerini ele alıp, fizikle başlayıp, biraz kafa yorup, gerek kelimelerin, kavramların salt anlamlarıyla, gerekse felsefik izdüşümlerinden yola çıkarak, çıkarımlarda bulunarak, yorumlayarak, ilgili kurumlarla ilişkilendirebilir ve yazıyı nihayete erdirebiliriz. 

Siz bu yol üzerinden zihinsel bir yolculuğa çıkıp, devam edebilir ve sonuca ulaşabilirsiniz.

Fakat benim kararım, içsel hareketi, eylemsizliği; Buridan’ın “impetus”u yerine, O’nunla özdeşleşen, “Buridan’ın eşeği” olarak adlandırılan paradoksla ilişkilendirmekten yana. 

İrade özgürlüğü problemini ele almış olan Jean Buridan’a atfedilen bu paradoksun; iki saman balyası ya da bir saman balyası ile bir su kovasını içeren farklı anlatıları mevcut. 

Pradoksa göre, hem aç hem susuz olan bir eşek, kendisine eşit mesafede bulunan su kovası ve saman balyası arasında bir türlü karar veremeyip, hareketsiz ve eylemsiz kalarak açlıktan ve susuzluktan ölüyor. 

Anahtar kelimeler: karar, irade, eylem.

Evet, pratikte eşeğin ölmesi pek mümkün değildir. Çünkü “irade” ya da “içsel hareket” devreye girip, eşeğin bir şekilde rasyonel yada değil, bir karar vererek eylemsizliğini yenmesini sağlıyor, onu harekete geçiriyor ve  eşek yaşamını sürdürmeye devam ediyor. 

Paradoksun dışında düşündüğümüzde , bizler için de genel olarak arada kalmamıza neden olan seçenekler, karar vermemizi gerektiren durumlar, aslında bizden eşit uzaklıkta yer almazlar. Fakat buna rağmen “özgür irade”nin kullanımında,  tercihte yeter sebebi bulma konusunda ve karar verme durumunda yaşadığımız ikilemler ile kararsız kalır, denge ve yöntemliliğimizi kaybeder, değişmeyen olarak adlandırılabilecek değerlerden yoksunlaşır, düzensizliğe evriliriz.

Eğer, özgür irade, impetus yada iç istek, nasıl tanımlamak isterseniz o şekilde tanımlayın, seçim yapılacakların değerleri arasındaki hiyerarşinin bir ürünüyse; karar kılınacak şeyler arasındaki değer eşitlendiğinde, tercihler arasındaki farkı, ya gerçekten göremeyiz ya da gördüğümüz fark bizler için önemsizleşir. Özgür irade, impetus ya da iç istek artık var olmaz. Buna bağlı olarak evrildiğimiz düzensizlik bizi sona götürür. 

Sonlu bir durumdan bahsettiğimiz bu satırlarda, karar(lılık) ve kararsızlıkla ilgili olarak, son örneği  farklı bir pencere açarak, tekrar fiziğe dönerek, en basit anlamıyla, doğadaki her şeyin temel yapı taşı olan atomlar üzerinden vermek istiyorum.

Doğada bulunan atomların büyük bir kısmında nötron sayısı (N), proton sayısından (Z) biraz daha yüksektir ve N/Z oranı yaklaşık olarak 1,50 civarındadır. 

Böyle atomların çekirdekleri dengeli bir duruş gösterir, “kararlı” olarak tanımlanır. Bu çekirdeklerin proton ve nötronları birbirlerine nükleer kuvvetlerle sıkı bir şekilde bağlıdır ve hiçbir parçacık çekirdek dışına kaçamaz. Ancak, çekirdek dengede değil, yani kararsız ise kendisine fazla gelen enerjiden kurtulmaya ve kararlı duruma geçmeye çalışır. En temel yapı taşında görülen bu kararlı duruma geçiş isteğine “radyoaktivite” veya “radyoaktif parçalanma” denir.  Bu parçalanmaya herhangi bir şekilde ne müdahale edilebilir, ne de durdurulabilir.  Zayıflayarak ve azalarak kendiliğinden tükeninceye kadar devam edecek olan kararsızlık hali, paradoks örneğiyle aynı nihai kaderi paylaşır.

Gerek felsefeyle, paradoksla, gerekse değişmez fizik kanunlarıyla anlatım gayretinde olduğumuz durum, “kararlı” olma durumudur. Bu durum; tecrübenin, değerin, inancın ve bilginin sonucudur. 

Biz, bu sonuçlara bakıp diyoruz ki: 

Eylemlilik hayat getirir.

Amerika kıtası keşfedilmiştir.

Evrenin merkezinin Dünya olmadığı yüzyıllar önce Kopernik tarafından ispat edilmiştir.



Kaynaklar: 

http://www.taek.gov.tr

https://en.wikipedia.org/wiki/Buridan’sass

https:// aklinizikesfedin.com/bazi-insanlar-buridanin-esegi-gibidir/


-Mızağe Dergi 3. Sayı-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder