Hiçbir zaman eskimedi yalnızlığı
Hep üstüne tam oldu
Ödünç almıştı tebessümü
Kimedir bilinmez bir hatır içindi mutluluğu
Bir kahve telvesinden beklenen yaşam
Dilin söyleyemedikleri…
Aramakla bulunamayanlar
Uzaklar, uzaklaşanlar
Geceyle yaklaşıp, tutulamayanlar…
Kör karanlıktı akla getiren bunları
Biriktiren
Zihnin belini büken, kaleme düşüren
Ve içten gelenin dışa aksiydi umulan
Hoşluktu, tattı
O tat ki;
Düzgün, ince parmaklarda esir bir isin kokusuydu
İzini sürdü
Sabır nedir bilmezken
Suyu imrendirdi
Taşın kendini parçalayışını seyretti
Sordu en yeşile;
Bir daha ne zaman eser o rüzgar?
Ve yine geçer mi bir kısrağın yeleleri arasından?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder